Başarı Programları
Sıra Dışı Kurum Programlarında; kişiyi-lideri yaşamda sahiplendiği farklı toplumsal kimliklerinin, rollerinin ötesinde bir bütün olarak görerek hareket edilir. Programların tümünde üzerinde çalışılan esas unsur ‘kişi’dir; kişi veya kurum için önemli olduğu düşünülen konunun çözümü değildir. Programlar bu yaklaşımla, kişinin veya kurumun belirlediği hedeflere ulaşabilmek için ihtiyaç görülen becerilerin (satış teknikleri, çatışma yönetimi, takım olmak, zaman yönetimi vs.) kazanımında didaktik tekniklerin öğretimi yerine bunları yapacak olan kişinin-liderin gelişim, değişim ve dönüşümüne odaklanır. Özellikle sosyal becerilerin ancak kişi isterse kalıcı olarak benimsendiği bilimsel gerçekliği bu programların temel kabulüdür.
Sıra Dışı Kurum Programlarının Temel Yaklaşımı:
Bilenden öğrenene, alandan verene doğru dönüşen, evrilen bir liderlik anlayışı var günümüz uygar toplumlarında. Kendi gelişimine nokta koymayan, süreklilik kazandırabilen lider; bir parçası olarak yer aldığı yapılarda yaratacağı eşitlikçi, açık iletişim imkânlarıyla ekibinin, kurumunun edilgenlikten etkenliğe geçişine öncülük edebilir. Sorumluluk üstlenilen, yaratıcılığın yükseldiği, sıra dışı düşünmenin yüceltildiği bir dünya; liderlerin zihin yapılarının, duygusal zekâlarını devreye katma becerilerinin izdüşümü olarak görülebilir. Koçluk becerilerinin lider gelişimi üzerine etkileri tam da bu nedenle özellikle çalışılması gereken bir alan olarak gündemimize ve eğitim programımıza yerleşiyor.
Devir, süper kahramanlardan çok takımdaşlık duygusu içerisinde birlikte düşünce üretebilen, birlikte sorgulayan, ortak akılla hareket edip sonuçları birlikte değerlendirebilen; kendine liderlik etmekte de belirgin bir aşama kaydetmiş takım oyuncularını yüceltiyor, destekliyor. Koçluk becerilerinin yaşama bütünsel bir anlayışla katılabilmesiyle kök salan eşit ilişkilerin olmazsa olmazı etkin dinleme, soru sorma, geri bildirim alma, verme ve ortak çözüm üretebilme; bireysel açıdan lider gelişiminde olduğu kadar takım gelişimi için de gerekli ve geçerli.
Sıra Dışı Kurum Programları gerek kurumlarla, gerek bireylerle gerçekleştirilen liderlik çalışmalarında bu temel yaklaşımdan hareket edilen bir yapı sunuyor.
Sıra Dışı Kurum Programları; kurumun bütünsel dönüşümünü hedefleyen lider gelişim programlarıdır. Zamana yayılmış, süreç boyunca aynı kişilerle çalışılan, birbiri üzerine inşa edilmiş bölümlerden oluşur. Dört çalışma başlığını kapsar:
1. SIRA DIŞI LİDERİN YOLCULUĞU:
Çağımızda, hele içinde bulunduğumuz bu karmaşık dönemde liderin gücü; işi yönetmekten değil, ilişkileri yönetmekten ileri geliyor. İlişkileri başarıyla yönetebilen lider, işin kolaylıkla aktığı bir tür bant yaratıyor ortamda. İş, fabrikalardaki üretim bandının üzerinde kayan malzeme gibi ya da ‘karusel’ denilen, havaalanlarındaki dönen bantların üzerinde kayan valizler gibi kendiliğinden kayıyor. Kendiliğindenlik hissini veren bu akış, ilişkilerin doğru kurgulanmakta ve doğru yönetilmekte olmasıyla ilgili. Sıra Dışı Lider programlarında işinin zaten uzmanı olan liderin, uzmanlığının bir derece üstüne geçerek, işi yapabileceği ortamı yaratmaktaki becerilerini artırmak istiyoruz. Daha doğrusu, becerilerini sergilemesine imkân sağlamayı hedefliyoruz. Programın temel amacı; liderin içinde bulunduğu ortamın geliştirilmesi, işin yapılması için en uygun hâle getirilmesi ki bu da zamanımızda diktatörce yönetimden, çalışanların ihtiyaçlarının ne olduğunu anlamaya dönük bir yönetime, geliştirici-dönüştürücü bir liderlik yöntemine evrildi.
Liderlik ekseninde ‘despot’ liderden gelişen-geliştiren, öğrenen-öğreten lidere geçişin sağlandığı, o evrimleşmenin yaşandığı bir anlayış içindeyiz. Ve de bu liderlik anlayışında işin yönetiminin ancak ilişkilerin yönetimiyle, ortamın yönetimiyle mümkün olduğunu görmekteyiz. Sıra Dışı Liderin Yolculuğu programları bu ortamın hazırlanmasına, bu ilişkilerin yapılandırılmasına olanak sağlayacak gelişimi vadediyor ve veriyor.
2. SIRA DIŞI TAKIMLAR:
Liderin de bir üyesi olduğu takımların; ön yargılardan uzaklaşarak iletişimde kaldıkları, güven duydukları, yaratıcılıklarını ortaya koyabildikleri ortamı oluşturmaları, başarıya giden yolu döşeyen ilk taşlardır. Çalışanlar, bir takımın üyesi iken başka bir takımın lideri de olabilmektedirler. Bu farklı rolleri birbiriyle çelişmeden oynayacak yetkinlikleri katılımcılarına kazandırmayı amaçlayan program; takım üyelerinin kendi ihtiyaçlarını karşılarken üyesi oldukları takımın, parçası oldukları kurumun ihtiyaçlarını göz ardı etmeyen bir tutum kazanmaları, bu tutumu davranışlarına etkin biçimde yansıtabilmeleri hedefiyle, takım koçlukları yapılarak gerçekleştirilmektedir.
TAKIM KOÇLUKLARI, takımları belli bir amaç etrafında birleştirmek, takım üyelerinin aralarında amaç birliğini sağlarken farklılıkların zenginliğinden yararlanmalarını, birey olurken bütünün gücünün katkısını hatırlamalarını sağlamak üzere yapılır. Kişinin, içinde yer aldığı takım ilişkisine yapılan koçluktur.
3. SIRA DIŞI ORGANİZASYONLAR:
Sıra Dışı Organizasyonlar, sadece yapılan işin ne olduğuna değil, işin nasıl yapıldığına da önem veren organizasyonlar olarak tanımlanabilir. Kurumların görevi çalışanlarını mutlu etmek değil; verimlilik ortamlarını yaratabilmek. Fakat bütün araştırmalar, bütün insani bulgular, mutlu çalışanların daha verimli olduklarını gösteriyor. Bir taşla iki kuş vurmanın en verimli örneğini şu denklem sunar: Çalışan mutluysa iş verimliliği artar. Bir organizasyon bundan daha çok ne isteyebilir? Sıra Dışı Organizasyonlar’da tam da bu nedenle ortamın önemi; çalışanların ihtiyaçlarının kurum ihtiyaçlarıyla birlikte karşılanabilmesi için çalışmalar, aidiyet duygusunun var edilmesi ve artırılması için yapılabilecekler; duygusal dayanıklılığın, dilin, nezaketin, empatinin, karşılıklı anlayışın ve beklentilerin en belirgin şekliyle ortaya konulmasının önemi üzerinde duruluyor.
Sıra Dışı Organizasyonlar, üç ana başlığı içeriyor: Bunlardan biri çalışmanın amacı, “Neden çalışıyorum?” sorusunun yanıtını arayan yapı. İşimle nasıl bir bağlantı kurarım? “Amaç” ve literatürde “engagement” olarak ifade ettiğimiz, amacın ötesine geçen bir ilişki kurmak, kendini ait hissetmek, aidiyet, bağlılık. Ve ikinci başlık: dayanıklılık “resilience”; farklı durumları karşılamak üzere kendi gücümü nasıl artırır ve bu gücü ortaya koyacak becerileri ne şekilde kazanırım? Bunu yaparken de önce kendime, sonra başkalarına, ortamın geneline şefkati getirip kendi mutluluğumla beraber ortamın mutluluğunu artırmak üzere nasıl farklı bir bakış açısı geliştirebilirim? Üçüncü başlık olarak, bahsi geçen “şefkat” meselesine eğiliniyor ki çağımızda tüm ilişki biçimlerinde en çok özlemini duyduğumuz, gelişimine ihtiyaç hissettiğimiz alan burası.
4. KOÇLUK:
Uluslararası Koçluk Federasyonu ICF koçluk tanımında; kişisel ve mesleki potansiyeli en yüksek seviyeye çıkarmak üzere, koçluk alan ile koçun iş birliği içinde oldukları ve koçluk alanın daha fazla düşünmeye teşvik edilmesine, yaratıcı süreçler içine girmesine ilham veren profesyonel ilişkiye vurgu yapar.
Koçluğun amacı; koçluk alanın amacı doğrultusunda hedef belirlemesine katkıda bulunmak, belirlediği ve ulaşmak istediği hedefe doğru çıktığı yolculuğu kolaylaştırmak, doğru sorular ile düşüncesini tetiklemek, yaratıcı süreçler tasarlamasına destek olmak, hayalleriyle buluşmasına zemin yaratmak, yargısız, objektif bir alanda değerlerinin ve güçlü yönlerinin farkındalığını sağlamaktır.
Sıra Dışı Kurum Programları kapsamında koçluk; kişinin, takımın, kurum üyelerinin liderlik iletişimlerine derin bir farkındalıkla eğilmelerini sağlamak; iş yaşamında liderlik becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunmak hedefiyle, dört ana başlık altında verilmektedir.
- Bireysel Koçluk
- Takım Koçluğu
- Grup Koçluğu
- Kurumsal Koçluk